3 Eylül 2013 Salı

Hangi Hastalık Hangi Bölümün? / Hangi Bölüme Muayene Olmalıyım

Dahiliye (İç Hastalıkları) :

* Ağız kuruluğu
* Göğüs ağrısı (buna bağlı sol kol ağrısı)
* Sık idarara çıkma
* Karın ağrısı
* Mide ağrısı
* Mide eksimesi
* Gastrit,
* İshal, Kabızlık,
* Terleme,
* (Tansiyon : Baş ağrısı, Baş dönmesi, bulantı, kulak çınlaması, burun kanaması, kalp ağrıları. Olarak sıralanır.)

Kulak Burun Boğaz (KBB) :

* Boğaz ağrısı,
* Burun akıntısı
* Nezle
* İşitme kaybı
* Kulaktan kan gelmesi
* Burun eğriliği
* Burunda şekil bozukluğu
* Burundan kan gelmesi
* Horlama,
* Kulak iltihabı,
* Saman nezlesi,
* Sinüzit,
* Tükürük Bezi Hastalıkları
* Uçuk,
* kulak ağrısına eşlik eden baş dönmesi
* Uzun süreli kulak akıntısı
* Baş dönmesi
* Çene eklem hastalıkları
* Kulak çınlaması
* Aft

Kalp Damar Cerrahi :

* Göğüs ağrısı ( buna bağlı sol kolda ağrı)
* Kalp,
* Damar,
* Damar sertliği,
* Çarpıntı
* Bacak damarlarında siyahlaşma
* Ayaklarda morarma
* Bacaklarda ağrı

Enfeksiyon Hastalıkları : 

* Grip,
* Sarılık,
* Göz beyazlarında sararma,idrar renginde koyulaşma,iştahsızlık,bulantı.
* Halsizlik, Yorgunluk
* Karın ağrısı ve buna bağlı İshal,
* Kabakulak,
* Köpek, kedi, vb. hayvanlar tarafından ışırık yada tırmalanma halleri
* Büyük dışkıda,Tenya,parazit.
* Ayağa yada vucudun herhangi bir yerine paslı metal batması
* Öksürük,balgam
* Taşıyıcı sarılık
* Ateş,terleme (Brucella)
* Kene sokması
* Ayaklarda / bacaklarda kızarıklık,şişlik,ağrı.

Genel Cerrahi (Hariciye) :
* Apandisit : ( ilk olarak karın üst bölgesinde ağrı ile başlar, Karın üst bölgesindeki ağrı hafifler ve karın sağ alt bölgesinde ağrı başlar, Karında hissedilen ağrının yavaş yavaş şiddetlenmesi, Karında hissedilen ağrının süreklilik kazanması, Ateş, Kalp atışlarında hızlanma, İştah kaybı, Mide bulantısı ve kusma )
* Memede ağrı
* Memede kollara doğru yayılan ağrı
* Memede sertlik hissi
* Memede ele gelen sertlik
* Karın bölgesinde şişlik buna bağlı ağrı
* Gangren,
* Basur,
* Hemoroid,
* İnce bağırsak,
* Kalın bağırsak,
* Karaciğer,
* Mide,
* (Tiroid bezinin az çalışması); yorgunluk, halsizlik, uyuşukluk ve uyku hali, konsantrasyon bozukluğu, sersemlik hissi, depresyon, saç dökülmesi, ciltte kuruma ve soğukluk hissi, kabızlık, kilo alma, göz kapakları ve bacaklarda şişlik, terlemede azalma, balmumu gibi cilt, soğuğa tahammülsüzlük, üşüme, ses kalınlaşması, ses kısılması, konuşmada ağırlaşma, reflekslerde azalma, tansiyon, kolesterol yüksekliği ve nabız düşüklüğü, adet düzensizliği, hamile kalmada zorluk, çocuklarda boy kısalığı ve gelişme geriliği gibi belirtilerle kendini gösterir.
* Hipertiroidi ; sinirlilik, aşırı heyecan, duygusallık, kilo kaybı, terleme ve vücut sıcaklığında artma, ellerde titreme, nabız sayısında ve tansiyonda artış, cilt terleme ve nemlilik hissi, saç dökülmesi, sıcağa tahammülsüzlük, bağırsak hareketlerinde artma, adet düzensizliği, gözde canlı bakış, bazen tek gözde büyüme, bazen çift görme şeklinde ortaya çıkar.
* Vucudda et beni veya yağ bezesi
* Siddetli karın ağrısı
* Büyük dışkı ile gelen kan
* Dönüşümlü olarak ishal ve kabızlık.
* Yağakarşı duyarlılık, bağırsak gazları ve karında doygunluk duygusu
* Sağkaburga altında baskı, sağ kürekkemiğine kadaryansıyan sırt ağrıları, sağ omuz bölgesindegerginlikler.
* Göbek bölgesinde ağrı ve şişlik
* Kasıkta ağrı ve şişlik

Nöroloji :

* Hafıza kaybı
* Unutkanlık
* Kol ve bacaklarda uyuşma hissi
* Ellerde titreme
* Parmak uçlarında uyuşukluk
* Vucudun sağ veya sol tarafında uyuşukluk hissi
* Baş ağrısı,
* Felç,
* Baş dönmesi
* Baş dönmesi
* Kasılma
* Bunama
* Çift görme
* Yüz ağrısı
* Dengesizlik
* İstemsiz hareketler
* Vücutta seyrime

Dermatoloji (Deri Hastalıkları) :

* Sıksık tekrar eden ağız içi yaraları
* Akne,
* Bel soğukluğu,
* Deri kanseri,
* Egzama,Allerjik deri hastalıkları,
* Mantar,
* Nasır,
* Saç dökülmesi,
* Vücudun herhangi bir yerinde renk değişikliği (ala)
* Siğil,
* Sivilce,
* Uçuk,
* Kaşıntı
* İyileşmeyen yada geç iyileşen deri yaraları
* Cilt lekesi
* Benler,çiller,doğum lekeleri,
* Tırnak bozuklukları,
* Ayak,koltuk altı terlemeleri,
* Kıl dönmesi,aşırı kıllanma,
* Sedef hastalığı,
* Zona.

Ortopedi :
* Vucudun eklem yerlerindeki ağrılar
* Nemli havalarda hissedilen eklem ağrıları
* Ayak bileği burkulmaları
* Bacak Bel Boyun Fıtık Kalça ağrıları
* Kas Kemik Kırıklar
* Omurga Omuz Romatizma
* Siyatik
* Topuk dikeni
* Bütün eklem ağrıları
* Bağ kopmaları
* Lif kopmaları
* Kas ağrıları
* Düşmelere bağlı kol ve bacak ağrıları

Üroloji (Bevliye): 


* İdrar yaparken yanma hissi
* İdrar yolunda akıntı.
* Sık idrara çıkma
* İdrar yapamama tıkanma
* Böbrek taşı,Bel ağrısıyla beraber bulantı olması,
* Erken boşalma,
* Frengi,
* İktidarsızlık,
* Kısırlık,
* Mesane,
* Penis Hastalıkları,
* Prostat
* Testislerde ağrı
* Gece sık sık idrara kalkma
* Kanlı idrar yapma (Kanlı işeme)
* Torbalarda şişme
* Testislerde sertlik,şişme
* Sünnet derisinde şişlik,kızarıklık.

Göğüs Cerrahi Hastalıkları:

* Kaburga kırıkları,
* Göğüs ağrısı
* Nefes almada güçlük ve nefes alırken hırıltılı ses
* Nefes darlığı,
* Zatürre,
* Pnömoni,
* Tüberküloz,
* Öksürüğe bağlı ağızdan kan gelmesi
* Yoğun kıvamlı bağlam çıkarma
* Düşme yada göğse alınan darbe sonucu göğüs ağrısı
* Göğüs içerisinde sıvı toplanması
* Akciğer Kanseri
* Göğüs duvarı şekil bozuklukları
* Göğüs içi maligniteler
* Akciğer apsesi
* Diafragma rahatsızlıkları
* Göğüs duvarı tümörleri
* Soluk borusu rahatsızlıkları

Psikiyatri :

* Depresyon,
* Gereksiz korkular
* Sosyalleşme bozukluğu
* Kekemelik
* Davranış bozukluğu
* Uyku bozukluğu,
* Uykusuzluk
* Huzursuzluk
* Tedirginlik
* Anksiyete Bozukluğu,(Kaygı bozukluğu.)
* Sosyal fobi,özgül fobi,
* Kişilik bozuklukları,
* Alkol,madde kullanımı,bağımlılığı,
* Öğrenme güçlüğü,
* Dikkat eksikliği,Hiperaktivite,
* Panik atak,
* Şizofreni,
* İnsominio (Uyku bozukluğu,)
* Davranış bozukluğuna karşı gelen bozukluklar,
* Bipolar bozukluk (İki uçlu duygu durum bozukluğu )(Mani depresyon)
* Şizoeffektif bozukluk,
* Psikiyatrik hastalıklarda tedaviler
* Davranış bozukluğu,Karşı gelme bozukluğu,
* Mental Retardasyon (Zeka geriliği)

Göz Hastalıkları :

* Uzağı görme güçlüğü
* Yakını görme güçlüğü
* Görme netliği bozukluğu
* Arpacık, göz rahatsızlığına başlı baş dönmesi
* Gözde kızarıklık yanma hissi
* Göz kuruluğu
* Baş ağrısı ( görme bozukluğuna bağlı)
* Ani görme kaybı
* Gözde ani ortaya çıkan sinek uçuşmaları,ışık çakmaları,
* Gözde çapaklanma,
* Göz ağrısı,batma.

Kardiyoloji :


Bu rahatsızlıklarda kardiyoloji polikliniğimize başvurun

* Göğüste tam yeri belli olmayan sıkışma hissi
* Bu ağrı sol kola ve çeneye doğru yayılır
* Ağrı hareket etmekle artar, dinlenirken azalır, fakat geçmez. Ağrı yarım saatten uzun sürer.
* Ağrıyla birlikte soğuk soğuk terleme ve mide bulantısı 
* Nefes darlığı

Endokrinoloji :

* (Tiroid bezinin az çalışması); yorgunluk, halsizlik, uyuşukluk ve uyku hali, konsantrasyon bozukluğu, sersemlik hissi, depresyon, saç dökülmesi, ciltte kuruma ve soğukluk hissi, kabızlık, kilo alma, göz kapakları ve bacaklarda şişlik, terlemede azalma, balmumu gibi cilt, soğuğa tahammülsüzlük, üşüme, ses kalınlaşması, ses kısılması, konuşmada ağırlaşma, reflekslerde azalma, tansiyon, kolesterol yüksekliği ve nabız düşüklüğü, adet düzensizliği, hamile kalmada zorluk, çocuklarda boy kısalığı ve gelişme geriliği gibi belirtilerle kendini gösterir.
* Hipertiroidi (Tiroid bezinin çok çalışması) ise; sinirlilik, aşırı heyecan, duygusallık, kilo kaybı, terleme ve vücut sıcaklığında artma, ellerde titreme, nabız sayısında ve tansiyonda artış, cilt terleme ve nemlilik hissi, saç dökülmesi, sıcağa tahammülsüzlük, bağırsak hareketlerinde artma, adet düzensizliği, gözde canlı bakış, bazen tek gözde büyüme, bazen çift görme şeklinde ortaya çıkar.

Gastroenteroloji :

* Kabızlık
* İshal
* Kusma
* Bulantı
* Karın ağrısı
* İrritabıl barsak sendromu
* Retrosternal yanma hissi (Göğüs ortasında yanma hissi)
* Asit reflüsü (Ağza acı su gelmesi)
* Safra kesesi ağrısı.
* Midede yanma hissi
* Midede ekşime hissi
* Aşırı geyirme
* Aşırı gaz çıkarma
* Mide hastalıkları,
* Bağırsak hastalıkları,
* Karaciğer hastalıkları,
* Safra kesesi ve yolları hastalıkları,
* Pankreas hastalıkları,
* Sarılıklar,
* Hepatitler

Fizik Tedavi :
* Ağrılı eklem sorunları
* Bel ve boyun ağrıları
* Kol, dirsek, el ve bilek ağrıları (sinir sıkışmaları, tenisçi dirseği, karpal tünel sendromu...) Elde-ayakta uyuşma.
* Ayak, ayak bileği ağrıları (hallux valgus, düz tabanlık...)
* Eklemlerde kireçlenme,Dizde kireçlenme.
* Disk hernileri (bel-boyun fıtıkları)
* Osteoporoz (kemik erimesi/zayıflığı)
* Fibromiyalji, çeşitli kas hastalıkları,Kas ağrıları.
* Romatoid artrit, Ankilozan spondilit ,Romatizmal hastalıklar
* Diğer romatizmal hastalıklar (yumuşak doku romatizması; tendinit, eklem ve kas zorlanmaları...)
* Felçli hastalar

Nefroloji :
* Gece sık sık idrara kalkma
* El, ayaklarda ve gözlerde şişme
* İdrar yapmada bozukluklar
* Ağrılı idrar
* Uykuda idrarı tutamama
* Böbrek hastalıklarının tedavisi,hipertansiyon,diyabet ve aterosklerozun böbrek fonksiyonlarına karşı koruyucu hekimlik hizmetleri,son dönem böbrek hastalarının destek tedavileri ve takibi hizmetleri verilmektedir.
* Böbrek iltihapları(Nefrit,Pyelonefrit gibi)
* Böbrek yetmezliği(Akut veya kronik)
* İdrar yolu enfeksiyonları
* Hipertansiyon (Böbrek kaynaklı)

Plastik Cerrahi Bölümü’nün İlgilendiği hastalıklar:

* Deri kanserleri
* İyileşmeyen yaralar
* Deri yanıkları
* Doğumsal hasarlar
* Yanık izleri
* Yarık dudak
* Yarık damak
* Meme büyütme
* Meme küçültme
* Göz kapağı düşüklüğü
* Göz kapağı hasarları
* Et benleri;renkli benler
* Kulak şekil / bozuklukları
* Deri aşıları
* Yağ alma
* Yağ verme
* Burun şekil bozuklukları
* Deri gençleştirme (Kimyasal yöntem)
* Deri kırışıklıkları için Botoks uygulamaları

22 Ağustos 2013 Perşembe

Prosmart.com.tr

Prosmart.com.tr Tutkulu ve girişimciyiz. Büyük fikirlerin, etkin ve yaratıcı işlerin getirdiği şaşırtıcı başarıların peşindeyiz. İşimizi seviyoruz. Düşünüyoruz, hayal kuruyoruz, araştırıyoruz, gerçekleştiriyoruz. Müşterilerimizin iş hedeflerine odaklanırken, karşımıza çıkan problemler karşısında, birlikte çalışıp PROFESYONEL ve AKILLICA ÇÖZÜMLER üretmemiz gerektiğine inanıyoruz. Prosmart.com.tr

8 Temmuz 2013 Pazartesi

Epoksi Zemin Kaplama

EPOKSİ NEDİR ?

Epoksi, termosetler grubundan yapıştırıcı bir kimyasal reçinedir. Suya, aside ve alkaliye direnci çok iyidir, zamanla direnç özelliğini yitirmez. Çatlağa doldurulmuş epoksi yapıştırıcısı, çatlağın yarattığı süreksizlik ortamını sürekli duruma dönüştürür, çatlağın her iki yüzünü çatlak boyunca sürekli olarak birbirine bağlar ve gerilme birikimlerini önler.
Epoksi, inşaat alanında da yaygın kullanılan bir malzemedir. Onarım sırasına uygun çatlakların doldurulmasında, sonradan betonun içine eklenecek çelik donatıların yerleştirilmesinde kullanılır. Betonarme içine saplanan donatılar için çekme mukavemetleri oldukça yüksektir.

15 Mayıs 2013 Çarşamba

Suna Dumankaya Akne ve sivilce için maskeler

AKNE VE SİVİLCE İÇİN MASKE -1 malzemeler:

1 portakal kabuğu

1 çay kaşığı kabartma tozu

yapılışı:
Bir portakal kabuğu önce rendelenir. Sonra havanda ezerek krem haline getirilir. Üzerine bir çay kaşığı kabartma tozu eklenir. Sivilcelerin üzer



AKNE VE SİVİLCE İÇİN MASKE -1

E-sigaralar bela oldu

Sigarayı bırakmak için piyasaya sürülen e-sigara alarm veriyor.
Hong Kong’taki bir firma tarafından üretilen ve hem nikotin bağımlılığından kurtulmanın yolu olarak, hem de “Her yerde içebilirsiniz” reklamıyla piyasaya sürülen elektronik sigara alarm veriy





Sigarayı bırakmak için piyasaya sürülen e-sigara alarm veriyor.
Hong Kong’taki bir firma tarafından üretilen ve hem nikotin bağımlılığından kurtulmanın yolu olarak, hem de “Her yerde içebilirsiniz” reklamıyla piyasaya sürülen elektronik sigara alarm veriyor.


Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Daire Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nı da uyararak, “Elekronik sigara, sigara içmeye özendiriyor” uyarısı yaptı; pazarlama taktikleriyle sigarayı bırakmak isteyenlerin “kandırıldığını” söyledi.





Prof. Tuncer, elektronik sigarayı tamamen “sigara reklamı” olarak nitelendirdi ve “Sigara hareket özentisi ile başlar. Bir tarz, tavır, davranış kalıbıdır bu. Elektronik sigara, sigara içen insan davranışını besliyor. Toplumsal davranışı negatif ölçüde etkiliyor. Toplumu sigaraya itiyor. Sigarayı bırakanlar evde bununla avunabilir, ancak dışarıda içmemeli. Çünkü bu şekilde sigara reklamı yapıyorlar” eleştirilerinde bulundu.


Egzersize başlama İpuçları

 Aşağıdaki sorulara cevap bulabileceğiniz yazıyla devam ediyoruz...Sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmek mi istiyorsunuz? Öyleyse daha sık aralıklarla egzersiz yapmalısınız...
Eskiden yararını görebilmek için egzersizin, yarım saat kadar devamlı, ara



Prof.Dr.Erkan Topuz Kanserle ilgili sorularınızı Cevaplıyor.

Posta gazetesinde yayınlanan yazı dizisini kaçıranlar ve okuyamayanlar için yeniden yayınlıyoruz.Daha önce yayınladığımız 1.bölüme buradan ulaşabilirsiniz.

Babam Bağırsak kanseri nasıl bir diyet uygulamalı?


Babam 2 yıl önce bağırsak kanseri tanısıyla a




Posta gazetesinde yayınlanan yazı dizisini kaçıranlar ve okuyamayanlar için yeniden yayınlıyoruz.Daha önce yayınladığımız 1.bölüme buradan ulaşabilirsiniz.


Babam Bağırsak kanseri nasıl bir diyet uygulamalı?



Babam 2 yıl önce bağırsak kanseri tanısıyla ameliyat oldu.Bağırsaktan 30 santim alındı.6 ay kemoterapi ve 25 gün radyoterapi aldı.rutin kontrolleri devam ediyor.yalnız aşırı derecede gaz şikayeti var.Bazı yemeklerde seçici olmak zorunda kalıyor.nasıl bir diyet uygulamalı.


CEVAP:Bu hastalarda radyoterapiye bağlı olarak bağırsaklarda gaz şikayetleri ortaya çıkabilir.Ayrıca ameliyat nedeniyle karında hafif ağrı ve hazımsızlık olabilir.Gazı arttırdığı için sütten uzak dursun.Sebzeleri buharda pişmiş yesin.meyve suyundan ziyade meyveleri posalı olarak tüketmeyi tercih etsin.Posalı gıdalar kabızlığa mani olur bağırsak düzenini sağlar.Babanızın protein alması gerekiyor bunun için mutlaka balık ve balık çorbası tüketsin.İshal olmuyorsa günde 1 çorba kaşığı keten tohumu yesin.Folik asit,kalsiyum ve günde 1 tane bebe aspirini alsın.Ayrıca bromelian(ananas hapı) boswelia bitkisi hapı,shiitake,maitake,gibi mantar haplarını kullanabilir.


Annem Beyin tümörü ameliyatı oldu Annem için en uygun tedavi hangisi?


Annem 6 ay önce beyin tümörü ameliyatı oldu.Doktor ameliyattan çıkınca tümörü temizlediğini ve felci önlediğini söyledi.Ancak tümörün 3 ay içinde nüks edeceğini söyledi.Annemin tansiyon ve kalp kapağında büyüme rahatsızlığıda var.bu sebepten ve yaşı itibari ile kemoterapi önerilmedi.Doktor en uygun tedavinin radyoterapi olduğunu söyledi.Annemin şu anda hareketleri yavaşladı,yürüyemiyor.yemesinde bir sorun yok.Annem için hangi tedaviyi önerirsiniz.


CEVAP:Annenize radyoterapi şart.Bu arada bünyeye dokunmayan ağızdan alınan kemoterapi ilaçları var.Bu konuda mutlaka bir onkolagla irtibata geçin.Şekeri yoksa düşük dozda kortizon ve idrar söktürücü alması gerekir.Kortizon beyin ödemini azaltır,beyin fonksiyonlarının düzelmesine yardımcı olur.Beyin tümörlerinde boswelia bitkisi hapı,netle(ısırgan yaprağı hapı) selenyum ve E vitamini yararlıdır.Doktorunuza sorarak bu destekleri kullanabilirsiniz.


Hangi taramaları yaptırmalıyım?


40 yaşındayım Ailemde kanser öyküsü yok.Kanserden korunmak için hangi testleri yaptırmalıyım.


CEVAP: Ailesinde kanser öyküsü olmayan 40 yaşını aşmış bütün kadınlar şu taramaları yaptırmalı.


*Yılda 1 kez jinekolojik muayene ve smear testi
*1 kez kolonoskopi.polip varsa kolonoskopi 1 yıl sonra tekrarlanmalı.
*İdrar tahlili ve gaitada gizli kan testi.
* Yumurtalık kanserini gösteren CA 12 5 kan testi.Pankreas başı kanserlerini gösteren CA 19 9 kan testi,Bağırsak kanserini gösteren CA testi ve Akciğer filmi.
*Tüm batın ultrasanoğrafisi
*Her yıl mamoğrafi ve ultrasonoğrafi.şüpheli bir durum varsa muhakkak meme MR.ı





Ailesinde Yumurtalık,bağırsak,meme kanseri öyküsü olanlarda ise daha yoğun tetkike ihtiyaç duyulur.
Ailenizde Bağısak kanseri varsa:20 yaşında itibaren dışkıda gizli kan testi yaptırın.Kolonoskopi ve bağırsak filmi çektirin.Polip varsa tekikleri her yıl tekrarlayın.Muhakkak kalsiyum,bebe aspirini ve folik asit alın.
Ailenizde meme kanseri varsa:Mamoğrafi,ultrasonoğrafi gibi rutin tetkiklerinize 30 yaşında başlayın.En küçük bir şüphe varsa doktora danışarak biyopsi yaptırın.Hormon ilaçaları kullanmayın.
Ailenizde Yumurtalık kanseri varsa:Mutlaka meme kanseri açısından da takip edilin.Çünkü yumurtalık kanseri olanlarda meme kanseri riski yüksektir.30 yaşında itibaren yılda bir kez tüm batın ultrasonoğrafisi ile CA 125 kan testi yaptırın.
22.04.2008 günü STAR tv’de Uğur Dündarın Konuğu olan Prof.Dr.Erkan Topuzun Kanser hakkında verdiği röportajı okumak için lütfen TIKLAYIN…….




PROF.DR.ERKAN TOPUZ ÖNERDİĞİ DİĞER KÜRLER


Prof.Dr.Erkan Topuz’un önerdiği kansere karşı doğal destekler


MEME KANSERİNDEN KORUNMANIN DOĞAL YOLLARI


Pröf.Dr.Erkan Topuz Kanser ile ilgili sorularınızı cevaplıyor


Erkan Topuz’dan önemli uyarılar


Erkan Topuz’dan sağlık önerileri


Prof.Dr.Erkan Topuz Prostat kanseri ile ilgili soruları cevapladı


KANSERE KARŞI ÖLÜMSÜZLÜK MANTARI


PROF.DR.ERKAN TOPUZ ARENADA UĞUR DÜNDARIN KANSERLE İLGİLİ SORULARINI YANITLADI


Mesane kanseri ve tükürük bezi (parotis) kanseri


Prof .Dr.Erkan Topuz Kanserle ilgili sorularınızı cevaplıyor.


Prof.Dr.Erkan Topuz’dan Kolon Kanseri Hakkında Öneriler


Prof.Dr.Erkan Topuz’dan Meme kanseri hakkında tavsiyeler


PROF.DR ERKAN TOPUZDAN FİBROKİSTLERE BROKOLİ KÜRÜ



Tencerede Sebzeli Süt Danası Tarifi

Tencerede Sebzeli Süt Danası


Malzemeler
600 gr Süt Danası (yağsız but)
500 gr Karışık Sebze (patates,havuç, soğan, sarmısak ve biber gibi sert sebzeleri tercih edin)
150 gr Soyulmuş Domates
1 Bağ Taze Biberiye
1 Bağ Taze Kekik
Zeytinyağı
Tuz
Taze Çekil



Tencerede Sebzeli Süt Danası


Malzemeler
600 gr Süt Danası (yağsız but)
500 gr Karışık Sebze (patates,havuç, soğan, sarmısak ve biber gibi sert sebzeleri tercih edin)
150 gr Soyulmuş Domates
1 Bağ Taze Biberiye
1 Bağ Taze Kekik
Zeytinyağı
Tuz
Taze Çekilmiş Karabiber


Yemek Tarifi
Fırına girebilen dibi kalın bir tercerede zeytinyağını kızdırdıktan sonra eti koyup 1-2 dakika çevirin. Yanmamasına dikkat edin ama heryeri renk alsın.
Tencereyi ateşten alıp kabaca doğranmış sebzeleri etin etrafına dağıtın. Üstünü kapatıp sıcak fırına (180-200 derece) koyun. 25-30 dakika sonra etin pişmiş olması gerekir.
Etin kalınlığı pişme süresini değiştirebilir.





Afiyet Olsun!
arife-yemek-tarifleri.blogspot.com
yemek tarifi, yemek tarifleri
yemek, yemek yemek, mutfak

İnsan İsirmasi

İnsan IsırıklarıSık rastlanan bir yaralanma türü olmayan insan ısırıkları, bazen ağır klinik sorunların ortaya çık­masına neden olabilir. Saldırganın dişlerini kurba­nına batırması ile laserasyon ve delici yaralanmalar olabileceği gibi dok



İnsan Isırıkları

Sık rastlanan bir yaralanma türü olmayan insan ısırıkları, bazen ağır klinik sorunların ortaya çık­masına neden olabilir. Saldırganın dişlerini kurba­nına batırması ile laserasyon ve delici yaralanmalar olabileceği gibi doku ve organlara ait kopmalar da (kulak, burun, parmak) görülebilir. Yumruğun ağıza ve dişlere çarpması, parmakların eklem yerlerin­de yüzeyel ya da derin doku tahribatına neden ola­bilir.


İnsan ağız boşluğunda fazla sayıda ve değişik cinste patojen mikro organizma mevcuttur. İnsan kendi florasına bağışıktır. Nitekim, insan kendi di­lini ısırınca bariz bir enfeksiyon gelişmez. Halbuki streptokok, stafilokok, gonokok, spiroket, Vincent basili, v.d. gibi çok çeşitli aerob ve anaerob mikro-organizmları barındıran ağız florası diğer insanlar için patojendir. Bu nedenle, insan ısırıklarında ya­ranın şekli ve derinliğine göre değişen şiddetli en­feksiyonlar gelişir. Isırık, cilt altına veya daha derin dokulara indiği takdirde ısırık bölgesi ve civarında selülit başlar, birkaç gün içinde abseleşir ve tedavi edilmezse yaygın nekrozlar oluşur. Özellikle ana­erob bakterilerin etkisiyle enfeksiyon tehlikeli bo­yutlara ulaşabilir. Bu nedenle, insan ısırığı vakala­rında erken dönemde etkin bir tedavi gerekir.


İnsan Isırığı Tedavisi





İnsan ısırıklarında enfeksiyon olasılığı çok yüksek olduğu için yaraların primer dikiş ile kapatılmasından mümkün olduğu kadar kaçınmak gerekir. Kozmetik açıdan önemli olan baş ve yüzdeki yumuşak doku yaralarını gereken şekilde te­mizleyip debritmana tabi tuttuktan sonra ilk 6 saat içerisinde dikmek mümkündür. Bunun dışında ka­lan diğer bütün insan ısırığı yaraları genellikle açık bırakılarak sekonder kapanmaya terkedilir. İnsan ısırığı vakalarında derin dokuların ve oluşumların muayenesi yapılarak, bunlarda herhangi bir hasar meydana gelip gelmediği araştırılır; tendonlann zarar görüp görmediği kontrol edilir. Hasarlı du­rumda tendon ve sinirler mevcut ise, bunların he­men dikilmesi sakıncalıdır. El sırtındaki derin ısırık yaralanmalarında eli ekstansiyon; avuç içindeki ya­ralanmalarda ise semifleksiyon halinde tutacak bir pansuman sargı uygulanır. Geniş laserasyonlarda, yara dibine yerleştirilecek drenler ile irigasyon ge­rekir. Yarada ödem ve eksüdasyon devam ettiği takdirde sıcak fizyolojik serum ile veya sodium hi-pokloritle pansumanlar faydalı olur.


İnsan ısırığı olguları, özellikle parmaklarda lez-yon mevcut ise sellülit veya gangren gelişip geliş­mediğinin anlaşılması bakımından yakından izlen­melidir. Geç dönemde görülen ve sellülit yahut se­konder enfeksiyon teşekkül etmiş bulunan vakalar yoğun antibiyotik tedavisi, hareketsiz bırakılma ve debridman gibi yöntemlerin uygulanabilmesi için hastane şartlarında, yatırılarak tedavi edilmelidir.

Salıncak goblen şeması

Bu güzel tablonun ebatları 21 x 34,6cm ve 110 renkle işleniyor.DMC ve Anchor renk kodları mevcut.Goblen şemasına burdan ulaşabilirsiniz. Ben fırsat bulursam ilk işlemek istediğim şemalardan biri ;)Resimlerin orjinal boyutunu görmek için verdiğim linkte re




Bu güzel tablonun ebatları 21 x 34,6cm ve 110 renkle işleniyor.

Saç Nasıl Parlatılır

Saçlarımızın parlak olması için öncelikle sıvı alımına dikkat etmemiz gerekir.

Eğer yeterli oranda su içmiyorsak saçlarımız kuruyabilir.Ya da yağlı besinler yemiyorsak yine saçlarımız kuruyabilir.

Bu yüzden yeterli oranda yağ almak yağlardan faydalanmak



Saçlarımızın parlak olması için öncelikle sıvı alımına dikkat etmemiz gerekir.


Eğer yeterli oranda su içmiyorsak saçlarımız kuruyabilir.Ya da yağlı besinler yemiyorsak yine saçlarımız kuruyabilir.


Bu yüzden yeterli oranda yağ almak yağlardan faydalanmak,su içmek saç larımızın parlak olması için çok önemlidir.





Proteinli gıdalar almak,yulaf ezmesi yemek,ya da bira mayası B vitamini içeren gıdaları tercih etmek,keten tohumu yemek at kuyruğu bitkisini tercih etmek yine yararlı olabilir.


Genel olarak bakıldığında,proteinli az da olsa yağ içeren,keten tohumundaki yağlar gibi ya da sıvı yağlar gibi gıdaları içeren besinleri tercih etmek,yine sıvı almak ve yararlı tahılları beslenmemize eklemek özellikle B vitamini yüksek tahılları yani rafine edilmemiş tahılları beslenmemize eklemek saçlarımızın parlamasına yardımcı olacaktır.

Güzellik güven verir

Güzellik büyülü bir sözcüktür. Her zaman önemli olmuştur. Ancak güzelliği sadece genç kadınların, erkeklerin sorunu sanmayın. Küçük çocuklar bile güzel olduklarını duymak isterler. Çünkü beğenilince sevgi, ilgi artar. Dolayısıyla insanın kendine, hayata g



Güzellik büyülü bir sözcüktür. Her zaman önemli olmuştur. Ancak güzelliği sadece genç kadınların, erkeklerin sorunu sanmayın. Küçük çocuklar bile güzel olduklarını duymak isterler. Çünkü beğenilince sevgi, ilgi artar. Dolayısıyla insanın kendine, hayata güveni artar. Küçük, büyük, genç veya yaşlı; bu herkes için geçerli değil mi? Aslında güzellik dış görünümden daha fazlasıdır. İnsanları çevremize toplayan, bizi aramak, görmek, birlikte vakit geçirmek, bir şeyler paylaşmak istemelerini sağlayan o çekim gücüdür. Güzellik sırları adıyla anılan o kadar çok şey var ki, anlatamam. Yüz, cilt, vücut, saç, makyaj, tırnak, dudak vs… Belki en önemlisi biraz özen ve sabırdır. Bugün sizin için gayet basit, ucuz ama etkili birkaç doğal öneri derledim. Düzenli uygularsanız, bunlar sizin güzelliğinizin sırları haline gelebilir. Tüm yapmanız gereken, bir aktara gidip gerekli malzemeleri almak.
CİLDİNİZ IŞILDASIN

BÖBREK HASTALARI İÇİN BİTKİSEL TEDAVİ-MARANKİDEN

Prof. Dr. Ahmet Maranki böbrek hastaları için özel olarak hazırlamış olduğu bitkisel formülü açıkladı. Bu özel formülün böbrek iltihapları konusunda çok başarılı olduğunu anlattı.

Gerekli Malzemeler:

* 3-4 adet kereviz sapı,

* 3-4 adet lahana yaprağı,



Prof. Dr. Ahmet Maranki böbrek hastaları için özel olarak hazırlamış olduğu bitkisel formülü açıkladı. Bu özel formülün böbrek iltihapları konusunda çok başarılı olduğunu anlattı.


Gerekli Malzemeler:


* 3-4 adet kereviz sapı,


* 3-4 adet lahana yaprağı,


* 1 tutam maydanoz sapı,


* 1 su bardağı su


Hazırlanışı:


1 su bardağı kaynayan suyun içerisine kereviz saplarını, lahana yaprağını ve maydanoz sapını koyduktan sonra 3 taşım kaynatın.


Uygulanışı:





Akşamları yatmadan 1 saat önce 1 su bardağı için. 3 hafta süre ile uygulanması gereken kürün hiç bir yan etkisi olmadığı için herkes içebilir. Böbrek iltihaplarının dışında zayıflamaya ve kan yağlarını düşürmeye de yardımcı olur.


Uyarı: Her seferinde taze olarak hazırlanmalıdır.

Kınakına (kontestozu) Bitkisi

Kınakına (kontestozu) : Kökboyasıgiller familyasından; anayurdu Peru ve Bolivya olan ve sanayii bitkisi olarak Cava, Güney Hindistan, Kolombiya, Seylan, Guatemala, Kamerun ve Kongo gibi tropikal ülkelerde yetiştirilen 15-20 metre boyunda bir ağaçtır. Kabu



Kınakına (kontestozu) : Kökboyasıgiller familyasından; anayurdu Peru ve Bolivya olan ve sanayii bitkisi olarak Cava, Güney Hindistan, Kolombiya, Seylan, Guatemala, Kamerun ve Kongo gibi tropikal ülkelerde yetiştirilen 15-20 metre boyunda bir ağaçtır. Kabuğundan kinin çıkarılır. Kınakınanın içeriğinde kinin, kinidin, kinşonin, singol, kupreol gibi maddeler vardır. Gövde, kök ve kabukları kullanılır. Tadı acıdır.





Faydası : Ateş düşürür. Sıtmayı tedavi eder. Tifoda faydalıdır. Ağır ve mikroplu hastalıkların nekahat devresini kısaltır. Cilt kaşıntılarında faydalıdır. İştah açar. Kuvvet verir. Kabızlığı giderir. Kinidin alkoloidi taşikardide kullanılır. Vücuda kuvvet verir.


DR FERİDUN KUNAKTAN ZAYIFLAMA ÇORBASI

23 Mart 2009 Tahinde, Esra Ceyhanla adlı programa konuk olarak katılan Dr Feridun Kunak sağlıklı zayıflamak isteyenler için, doğal bir öneride bulundu. Önerimiz için ;

GEREKLİ MALZELER :
* 1 çorba kaşığı saf zeytinyağı
* 5 yaprak koyu renk lahana
* 1 ort



23 Mart 2009 Tahinde, Esra Ceyhanla adlı programa konuk olarak katılan Dr Feridun Kunak sağlıklı zayıflamak isteyenler için, doğal bir öneride bulundu. Önerimiz için ;

GEREKLİ MALZELER :
* 1 çorba kaşığı saf zeytinyağı
* 5 yaprak koyu renk lahana
* 1 orta boy soğan
* 2 pırasa
* 2 kereviz sapıylaberaber
* 10 küçük kök ıspanak
* Baharat (tuz-zerdeçal-zencefil(1 adet)-kırmızı pul biber-karabiber-)
* 1 adet limonsuyu
* 1 demet maydanoz.
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Yukarıda belirtilen bütün sebze ve baharatları karıştırın. Düdüklü tebncerede pişirin. Blendırdan geçirip, günde 1 defa yemeklerden önce için.





Yazın cilt lekelerine çözüm

Cilt lekesi olanlar yazın ne yapmalıYaz aylarında artan cilt lekelerine karşı Dr. Güneş Ertürk’ten öneriler...
Yanak,alın ve dudak üstünde ortaya çıkan kahverengi lekeler melazma olarak adlandırılır. Melazma kadınlarda erkeklerden daha fazla görülmektedir













Cilt lekesi olanlar yazın ne yapmalı



Yaz aylarında artan cilt lekelerine karşı Dr. Güneş Ertürk’ten öneriler…













Siğillere Karşı Sütleğenotu Kürü

SUTLEGENOTU:Sütleğen bitkisinin taze yapraklarının veya taze incir yapraklarının kırıldıktan sonra açığa çıkan sütünün siğillere karşı önerildiği çok eskiden beri bilinmektedir. Benim araştırmalarımda gördüğüm; söğüt ağacının yaprağının siğillere karşı ço



SUTLEGENOTU:Sütleğen bitkisinin taze yapraklarının veya taze incir yapraklarının kırıldıktan sonra açığa çıkan sütünün siğillere karşı önerildiği çok eskiden beri bilinmektedir. Benim araştırmalarımda gördüğüm; söğüt ağacının yaprağının siğillere karşı çok daha etkin gücünün olduğudur.

Metronom Nedir

Metronom Nedir

Cimnastikte, bir egzersiz hareketi. Ayakta, bacaklar yana açılır. Eller baş üstünde uzatılarak bir sopa tutulur. Vücut sağa ve sola doğru eğilir. 2. Mekanik veya elektronik olarak, dakikadaki tempo sayısını ayarlayabilen, spor biliminde ba



Metronom Nedir





Cimnastikte, bir egzersiz hareketi. Ayakta, bacaklar yana açılır. Eller baş üstünde uzatılarak bir sopa tutulur. Vücut sağa ve sola doğru eğilir. 2. Mekanik veya elektronik olarak, dakikadaki tempo sayısını ayarlayabilen, spor biliminde bazı özel testlerde (Harward-step, vb.) ve antrenmanda değişik amaçlarla kullanılan tempo verici alet.

Ramazan ayında doğru beslenme yöntemleri

Kisa Bilgi : Ramazan ayında genellikle beslenme alışkanlığımız değişir. Özellikle Ramazan boyunca oruç tutmasına rağmen kilo aldığını ifade edenlerin otomatik olarak yanlış beslenmeye başladıkları söylenebilir. Zira beslenmemiz, önemli bir sağlık sorunumu



Kisa Bilgi : Ramazan ayında genellikle beslenme alışkanlığımız değişir. Özellikle Ramazan boyunca oruç tutmasına rağmen kilo aldığını ifade edenlerin otomatik olarak yanlış beslenmeye başladıkları söylenebilir. Zira beslenmemiz, önemli bir sağlık sorunumuz yoksa kilo almamıza neden olmaz.


Gün boyu oruçlu olanlar, özellikle günlerin uzun olduğu ve sıcak geçtiği yaz mevsimlerinde tutulan oruçlara bir de nem oranlarının yüksek olması kaybedilen sıvı miktarının fazla miktarlara varması beslenme alışkanlığının bozulmasına neden olabilen faktörler olarak sıralanabilir.


Aslında Ramazan ayında beslenme alışkanlığında rutinin dışına çıkılarak önemli oranda bir değişikliğin yapılması doğru değildir. Hatta Ramazan ayında öğün sayısının üçte tutulması bile sağlanabilir. Böyle bir alışkanlığın edinilmesi ve öğün miktarlarının abartılarak fazlalaştırılmaması Ramazan’ın çok verimli ve faziletli geçirilmesi için çok önemlidir.


Üç öğüne devam edilmelidir…

İftar ve sahur arasında bir ara öğün alınma imkânı bulunursa çok faydalı olur. İftarda gün boyu dinlenmiş bedenin birden yoğun bir gıda alımına maruz bırakılması sağlığımız açısından fevkalade zararlıdır. Çünkü bedenin dinlenmeden çıkıp birdenbire hızla çalışmaya başlaması onun zorlanmasıyla eş değer bir anlam taşır.


Özellikle sahur yemeğinin ihmal edilmesi çok yanlıştır. Çünkü bedenin iftardan iftara fazlaca yemekle tıkınırcasına şişirilmesi ve sonra uzun ara yemekten mahrum bırakılması bedenimiz için bir zulümdür. Zira böylesine uzun ara verilmeler kan şekerinde şiddetli düşmelere neden olabileceği gibi, ani yemek yemeler ve acıkma periyodlarında metabolizmanın dengesinin bozulması mümkün olabilmektedir.


Yemek çeşidinde abartıya kaçılmamalı…

Genellikle, davetlerde başta olmak kaydıyla, iftar sofralarımız çok abartılı donatılır. Yemek sofrasında üç veya dört yemek çeşidi bulundurulur. Yemek çeşidi ne kadar fazlaysa sindirim sistemi alınan gıdaları sindirmekte o kadar zorluk çekmeye başlar. En doğrusu bir çorbayla yemeğe başlamaktır. Çorbadan sonra değişik bir yemek yenilebilir. Yemekle birlikte içecekler özellikle ayran, komposto, taze sıkılmış meyve suyu tercih edilebilir. Kolalı ve asitli içecekleri kesinlikle hem Ramazan’da hem de Ramazan sonrasında tavsiye etmiyoruz.


İftar yemeğini nasıl yemeliyiz?

İftar yemeği uzun oruç günlerinde ve yaz sıcaklarında sıvı kayıpları bakımından bedenin bir miktar zorlanmasına neden olabilir. Bu yüzden iftarlarda bol sıvı tüketmenin yanında özellikle sulu gıdaları almanın faydalı olacağı açıktır. Bir de iftar yemekleri mutlaka başlangıç itibarıyla hafif olmak zorundadır.





Tatlı ve çay bir saatlik aradan sonra…

Ülkemizde en sık yapılan hatalardan birisi de yemekle birlikte tatlı, meyve yenmesi veya hemen yemeğin ardından çay içilmeye başlanmasıdır. Özellikle dışarıda yenilen yemeklerden hemen sonra çay içilmeye başlanması neredeyse bir adet haline gelmiş bulunmaktadır. Bu adetten kurtulmak ve sağlıklı bir yaşam için hepimiz diğerlerini bu konuda uyarmakla yükümlüyüz.


Yemekten hemen sonra tatlı ve meyve yenilmesi sindirimin bozulmasını sağlar. Sindirim hem bozulur ve hem de beden ciddi anlamda zorlanmaya maruz bırakılmış olur. Hazımsızlık ve gaz oluşumunun en önemli nedeni aynı anda çok farklı gıdanın bir arada tüketilmesidir. Bu gerçek ne yazık ki ülkemizde yeteri kadar bilinmeyen bir sağlık tavsiyesi olarak kabul edilebilir.


Öğrendiğimiz doğru davranışları hemen uygulamaya başlarsak ve bunu belli bir disiplin içinde yaparsak bu davranış değişiklikleri zamanla bizim alışkanlığımız haline gelirler ve bu olumlu değişim tüm topluma yayılır.


Sindirim sorunlarına karşı neler yapmalıyız?

Ramazan ayında aslında sindirim sistemi dinlenir ve buna ilave olarak karaciğerimiz, böbreklerimiz, salgı bezlerimiz ve diğer organlarımızın çalışması da rahatlar.


Özellikle kan kimyamızı düzenleyen ve bedenimizin bağışıklık sitemi başta olmak üzere pek çok sisteminin yeniden ciddi bir revizyondan geçmesini sağlayan karaciğerimizin rahatlaması sindirim olarak rahatlamakla kalmaz aynı zamanda moral değerler bakımından da son derece dinamik bir ruhsal arınma yaşamaya başlarız.


Ramazan ayında sindirimde fazla emek çeşidi yenilmeye, hızlı yemek yenilmeye, yeteri kadar çiğnenmemeye bağlı olarak gaz şikâyetleri gelişebilir. Bu durum aynı zamanda gıda intoleransı vasıtasıyla da gerçekleşir. Bu şikâyetlerden olabildiğince uzaklaşmak için bazı bitkisel tavsiyelerde bulunulabilir. Bunlar hazmı kolaylaştırır, gaz oluşumunu, kabızlığı önler ve besin intoksikasyonuna neden olabilecek sorunları engeller. İlerleyen yazılarda bu konuda hangi bitkilerden faydalanılacağı hakkında ayrıntılı bilgiler verilecektir.


Ramazan’da Allerji Azalır, Psikoloji Düzelir ve Sağlık Muhteşem Bir Performansa kavuşur…

Yapılması gerekenler çok basittir. Yukardaki başlık çok iddialı gibi gelebilir. Fakat bu sonuç Ramazan ayında pek çok insan tarafından yaşanan doğal bir sonuçtur. Genel olarak burada bahsedeceğimiz tavsiyelere uyan her insan birinci haftanın sonunda nedeninde ciddi bir rahatlamanın olmaya başladığını fark etmekte zorlanmaz.


[Devam edecek...]



Tetanoz İle İlgili Bilgiler

Tetanoz sinir sistemini etkileyen ve ağrılı kas kasılmalarına neden olan bakteriyel bir rahatsızlıktır. Rahatsızlık kişinin nefes alma foksiyonunu önemli ölçüde engeller ve kişinin yaşamını tehlikeye sokabilir.

Bununla birlikte tetanoz aşısının bulunmas



Tetanoz sinir sistemini etkileyen ve ağrılı kas kasılmalarına neden olan bakteriyel bir rahatsızlıktır. Rahatsızlık kişinin nefes alma foksiyonunu önemli ölçüde engeller ve kişinin yaşamını tehlikeye sokabilir.



Bununla birlikte tetanoz aşısının bulunması ile birlikte tetanoz vakalarına önemli ölçüde bir düşüş gözlemlenmiştir. Tetanoz tedavi edilebilen bir rahatsızlık olmakla beraber bu tedavi her zaman etkili olmayabilir. Tetanoz belirtileri bakteriler vücuda girdikten birkaç hafta içerisinde ortaya çıkar. Bakterilerin yumurtlama süreci genellikle 7 ile 8 gün civarındadır.





Tetanozun belirtileri çene kaslarında kasılmalar, boyunda sertlik, yutkunmada zorluk, karın kaslarında kasılma ve vücutta spazm olarak ortaya çıkar. Bu belirtilerin yanı sıra terleme, yüksek ateş, kan basıncında artış ve hızlı kalp atışları gibi belirtiler de gözlemlenebilir. Tetanozun nedeni Clostridium tetani adı verilen bakteridir. Bu bakteriler vücuda açık yaralar yoluyla giriş yapar.


Tetanoz tedavisi açık yaraların bakımından geçmektedir. Açık yaraların temiz tutulması tetanoz mikroplarının yayılmasını ve vücutta çoğalmasını engeller. Bunun yanı sıra tetanoz aşısı kişiyi tetanoz bakterilerine karşı uzun bir süre korumaktadır. Bu nedenle düzenli olarak tetanoz aşısı yaptırmak rahatsızlığı önlemenin en etkili yoludur.


Diyabetik Hastalarda Ayak Bakımı

Hazırlayan : Yrd. Doç. Cengiz Şen, G.O.P. Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı

Yrd. Doç. Taner Güneş, G.O.P. Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Diyabet hastalarının sıradan kişilere göre a



Hazırlayan : Yrd. Doç. Cengiz Şen, G.O.P. Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı


Yrd. Doç. Taner Güneş, G.O.P. Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı



Diyabet hastalarının sıradan kişilere göre ayak bakımları oldukça önem arzetmektedir. Genellikle ayaklarında duyu ve his kaybı olan, görüntüsü değişmiş olan hastalarda ve iyileşmeyen ayak ülserleri ve ağrısı olan diyabet hastalarının ayak bakımı dikkat ve titizlikle düzenli bir şekilde yapılmak zorundadır.


Diyabetli hastaların hastanede yatış nedenlerinden en sık görüleni ayak komplikasyonlarıdır. Başlıca ayak sorunları olarak, enfeksiyon, yaralanma, uygun olmayan ayakkabı kullanımı, dış mekanlarda çıplak ayak yada terlik veya sandalet tipi ayakkabılarla gezme sonucu ayaklarda oluşan ülser, sıyrık, tahriş ve su toplamaları sayılabilir.


Diyabet hastalarında Sağlıklı Ayak


Ayaklara güç veren kemik ve eklemler sağlıklı ve güçlü hareket etmek için gereklidir. Vücut ağırlığının oluşturduğu basıncı karşılayan kemikler ve eklemler ile beraberinde bulunan bağlar ve kaslar vasıtası ile insan yürüme yada koşma eylemini gerçekleştirebilmektedir. Sağlıklı bir ayakta yaralanma veya iltihaplanma meydana geldiğinde yaralanmanın veya iltihaplanmanın olduğu bölgede ağrı hissedilir. Ağrı bir uyarıdır. Ağrı sayesinde ayakta yaralanma olduğu ve bu yaraya müdahale edilmesi gerektiği bilinir. Bu nedenle ayağın sinir sistemi önemlidir. Yaralanma meydana geldiğinde enfeksiyona karşı direnci oluşturan ve hasar gören dokuların tamir işlemini yerine getiren hücreler ayağa kan dolaşımı ile gelir. Kan dolaşımının sağlıklı olması sayesinde enfeksiyonlara karşı direnç oluşur, yayılması engellenir ve yaranın iyileşmesi sağlanır. Kan damarları aynı zamanda ayağın ihtiyacı olan oksijen ve besin maddelerini ayağa taşır.


Diyabet Ayaklan Nasıl Etkiler?


Kan şekerinin sürekli yüksekliği nedeni ile tüm vücutta olduğu gibi ayaklarda daha belirgin olmak üzere aşağıdaki belirtilen olaylar nedeni ile ayaklar diyabetten olumsuz yönde etkilenir.


Kan dolaşımının azalması


Diyabet damar duvarlarını bozarak damarların hasar görmesine ve ayaklara giden kan miktarının azalmasına neden olur. Bunun sonucunda ayağın iyileşme ve enfeksiyonlara karşı direnç oluşturma kapasitesi azalır. Bu da ayakta meydana gelen yaraların iyileşme süresinin uzamasına, enfeksiyonun yayılmasının kontrol altına alınmasında ve tedavisinde zorluklara yol açar. Aynı zamanda kan akımının azalması nedeniyle tedavide kullanılan ilaçların yeterince ayağa ulaşamamasına ve ilaç dozlarının artırılmasına neden olur.


Sinirlerin hasar görmesi


Sürekli kan şekeri yüksekliği ayağın his, pozisyon ve ağrı duyusu fonksiyonlarını yerine getiren sinirlerde hasara yol açar. Sinirlerin hasar görmesi his ile ilgili fonksiyonlarda bozulmaya neden olur. Diyabetli hastaların ayakların yaralanma sırasında ağrının az veya hiç hissedilmemesinin sebebi sinirlerin hasar görmesidir. Ayağın hissinin azalması veya kaybolması nedeni ile diyabetli hastaların ayaklarının sürekli üşümesi kan dolaşımı yetersizliği yanında sinirlerinde hasar görmesine bağlıdır.


Enfeksiyonlara karşı direncin azalması: Kan şekeri normal değerinin üzerine çıktığında enfeksiyonları meydana getiren mikroplara karşı beyaz kan hücrelerinin savaşma kapasiteleri azalır. Bu da ayakta meydana gelen enfeksiyonun hızla yayılmasına ve daha fazla ayağı tahrip etmesine neden olur. Aynı zamanda beyaz kan hücrelerinin savunma kapasitelerinin azalması yanında kan şekeri yüksekliği genel bağışıklık sistemini de olumsuz yönde etkiler.


Bu olayların hepsi bir araya toplandığında diyabetli hastaların ayaklarında yaraların ve enfeksiyonların oluşması kolaylaşır ve tedavileri zorlaşır. Bu nedenle tedavinin önemi yanında ayakların korunması ve bakımı ön plana çıkmaktadır.


Korunma


Diyabetli hastalar ayaklarında oluşabilecek küçük sorunların büyük problemlere yol açabileceğini, ayaklarını yaralanmalara karşı titizlikle korumaları gerektiğini ve en ufak bir sorunda sağlık merkezlerine başvurmaları gerektiğini iyi bilmelidirler. Özellikle diyabetli çocukları olan ailelerin erken yaşlarda meydana gelebilecek ayak sorunları nedeni ile dikkatli


olmaları gereklidir. Amerika’da 1994 yılında diyabetli olan 67.000 hasta diyabetin neden olduğu ayak sorunları nedeni ile ayak parmaklarını, ayaklarını ve hatta bacaklarını kaybetmek zorunda kalmışlardır, Sadece ayakların düzenli bakımı ve korunması ile bahsi geçen uzuv kayıpları % 50 nin üzerinde bir oranla engellenebilmektedir.


Diyabetli hastaların ayak sorunları ile uğraşmak zor ve önemlidir. Bunun iyi anlaşılması gerekir. Diyabetin neden olduğu sorunlarla uğraşması gereken hastanın kendisi ve ayak sorunları ile ilgili uzmanlaşmış hekimlerdir. Hastanın görevi tamamen koruma ve bakım üzerinde yoğunlaşmalı, hastalar çok küçük olduğunu düşündükleri bir sorun olsa dahi kendi kendilerini tedaviye kalkışmamalı bu gibi durumlarda tedaviyi hekime bırakmalıdırlar.


Diyabetli Hastalarda Ayakların Korunması ve Bakımı


Diyabetin Kontrolü Diyabetli bir hastanın ayaklarının korunmasında öncelikle yüksek kan şekerinin kontrol altında tutulması hayati önem taşır. Sağlıklı bir yaşam için kan şekeri, kan basıncı ve kolesterol düzeylerinin kontrol altında tutulması gereklidir. Bu değerlerin kontrol altında tutulması diyabetin uzun süreli ayak, böbrek, göz ve diğer organlar üzerindeki kötü etkisini azaltacaktır.





Diyabetin neden olduğu ayak sorunlarının giderilmesi amacı ile hastalar sürekli değişik uzmanlık dallarındaki hekimlerle (iç hastalıkları, ortopedi, travmatoloji, kardiyoloji, kalp damar cerrahisi gibi) ilişki içinde olmalıdır. Bu uzmanlarla ilişkileri sayesinde diyabetik hastalar;


Kan şekeri, kan basıncı ve kolesterol düzeylerini ne zaman yapılması gerektiğini,


Kan şekeri kontrolü için kendisi ölçüm cihazları kullanıyorsa bu cihazları nasıl kullanacağını ve hangi sıklıkla ölçüm yapması gerektiğini, ilaçlarını nasıl alması gerektiğini,


Günlük sebze ve meyve içeren az yağlı ve posalı yiyeceklerden oluşan diyetini nasıl uygulaması gerektiğini,


Günlük fiziksel aktivitesini nasıl yapması gerektiğini, Sigarayı neden bırakması gerektiğini,


Ayak bakımını nasıl planlayacağını ve nasıl yapacağını,


Yılda en az bir kez ayak, göz ve böbrek kontrollerinin yapılması gerektiğini,


Yılda en az 2 kez dişlerini kontrol ettirmesi gerektiğini, öğrenmelidirler.


Günlük Ayak Kontrolü


Diyabetli hastalar ayaklarında belirgin problem olmasına rağmen ağrı hissetmeyebilirler. Bu nedenle diyabetli hastalar günlük olarak ciltte kesi, kızarıklık, şişlik ve iltihaplı tırnaklar açısından ayaklarını kontrol etmelidirler. Bu kontroller için tercihen yatmadan önce hasta kendine zaman ayırmalıdır. Eğer hasta başka sorunları nedeni ile ayaklarını görmek için yeterince eğilemiyorsa bir ayna (tercihen plastik) yardımı ile kontrolünü yapmalı veya diğer aile bireylerinden yardım istemelidir.


Ayakların Hergün Yıkanması


Ayakların temiz ve kuru tutulması ayak cildinin sağlığı ve fonksiyonlarının (enfeksiyona karşı, engel teşkil etmesi gibi) yerine getirilmesinde önemli yer tutar. Bu amaçla ayaklar her gün çok sıcak olmayan ılık su ile yıkanmalı ve yıkama sonrasında iyice kurulanmalıdır. Yıkama suyunun çok soğuk veya çok sıcak olmamasına özen gösterilmelidir. Bu amaçla su sıcaklığını değerlendirmek için hasta termometre (derece) veya kendi dirseğini kullanabilir. Yıkama sonrasında özellikle ayak parmak aralarını iyice kurulanmasına dikkat edilmelidir. Kuruladıktan sonra parmak aralarının kuru kalmasını sağlamak için talk pudrası veya mısır nişastası kullanılabilir. Ayak parmaklan dışındaki ayak cildinin yumuşak ve düzgün kalmasını sağlamak için kaliteli cilt losyonları veya yumuşatıcı baz kremler kullanılabilir. Bahsi geç en losyon ve kremler asla parmak aralarına sürülmemelidir.


Nasırların ve Cilt Sertliklerinin Giderilmesi


Eğer diyabetli hasta ayaklarında nasır veya ciltte sertlikler saptamışsa öncelikle hekime başvurmalıdır. Daha öncede belirtildiği gibi hiçbir zaman kendi kendini tedaviye kalkışmamalıdır. Hekimin değerlendirmesi sonucunda eğer hekim uygun görürse nasır ve sertliklerin giderilmesi amacı ile banyo veya duş sonrasında ponza taşı (veya topuk taşı) kullanılabilir. Nasırlar veya sertlikler asla kesilmemelidir. Bu amaçla tıraş bıçağı, nasır bantları veya nasır losyonları kullanılmamalıdır. Bu tür uygulamalar ciltte hasara veya yaralanmalara yol açabilir.


Tırnakların Bakımı Tırnaklar her hafta veya gerektiğinde düzenli olarak kesilmelidir. Uygun olan tırnakların banyodan sonra kesilmesidir. Tırnakların çok kısa (tırnak yatağı kenarına kadar) kesilmemesi bir miktar uzun ve düz bir hat boyunca kesilmesi önemlidir. Tırnaklar kesildikten sonra meydana gelen pürtükleşmeler tırnak törpüsü ile düzeltilmelidir:


Eğer hastanın görme sorunları varsa, tırnaklarına 1 ulaşacak kadar eğilemiyorsa, tırnaklan kalın ve san] renkte ise veya tırnaklar çok eğimli ve cildin içine batıyorsa hasta bir yakını ile birlikte hekime başvurmalı ı ve yakının tırnak bakımı ile ilgili yapması gerekeni ı öğrenmesi ve yakınınca tırnak bakımının yapılması gereklidir.


Ayakkabı ve Çorap Kullanımı


Diyabetli hasta her zaman çorap ve ayakkabı giymelidir. Ev içinde ve dışında asla çıplak ayakla dolaşmamalıdır. Çıplak ayakla dolaşıldığında ayağın yaralanma şansı artacaktır. Çıplak ayakla ayakkabı giyilmesinden kaçınılmalıdır. Çünkü ayakkabı ile cilt arasında meydana gelecek sürtünmeler ciltte su toplamalarına ve tahrişlere yol açacaktır. Diyabetli hastalar her zaman ayağa tam oturan, temiz ve dikişsiz çoraplar giymelidirler. Çorapta delik, katlanma olmaması gereklidir. Özellikler çorabın lastik kısmının ciltte iz bırakmayacak gerginlikte olmasına dikkat edilmelidir. Çorap ve ayakkabı giymeden önce her zaman içlerinin kontrol edilip içlerinde herhangi bir cisim olmadan giyilmesi önemlidir. Kullanılacak ayakkabı giyildikten sonra belirgin boşluk bırakmayan, yumuşak derili, yüksek veya sivri topuklu olmayan, ayak parmaklarının rahat hareket etmesine izin verecek şekilde ön kısmı geniş olan ayakkabılardan seçilmelidir. Özel durumlar dışında yaz veya kış diyabetli hastalar hiçbir zaman terlik kullanmamalıdır.


Ayakların Sıcak veya Soğuktan Korunması


Sıcak zeminlerde ve yaz aylarında kumsalda dahi diyabetli hastalar ayakkabı ile dolaşmalıdırlar. Diyabetli hastaların ayaklarında diğer insanlara göre daha kolay güneş yanıkları meydana gelebilir. Bu nedenle yaz aylarında güneşlenilirken ayaklar mutlaka üzerleri örtülerek direkt güneş ışığından korunmalıdırlar. Kışın ısıtıcılardan ve açık ateşten ayaklar uzak tutulmalıdır. Ayakların sıcak suya sokulması veya sıcak ısıtıcı petlerle ısıtılmaya çalışılması yanlıştır. Eğer ayaklar çok üşüyorsa uyurken de çorap kullanılmalıdır. Kışın ayakların soğuktan korunması için yukarıda anlatılan özellikleri karşılayan bot giyilmesi daha uygundur. Yağmurlu ve karlı havalarda ayaklar hiçbir zaman ıslak kalmamalıdır. Bu soğuğun ayak üzerindeki olumsuz etkilerini artıracaktır.


Ayakların Kan Dolaşımı


Ayakların kan dolaşımının rahatlatılması amacı ile otururken hasta ayaklarını uzatıp yukarı kaldırması yararlıdır. Bu oturma pozisyonu hasta tarafından alışkanlık haline getirmelidir. Günde 2-3 kez 5 dakika boyunca ayak parmaklarının ve ayak bileklerinin


hareket ettirilmesi kan dolaşımının rahatlamasına katkıda bulunur. Uzun süreli bacak bacak üzerine atılarak oturulmalıdır. Sıkı çoraplardan ve özellikle bayanlar için tayt, jartiyer gibi bacakları sıkan giysilerden kaçınılması gerekir. Sigara ayakların kan akımını azalttığı için kesinlikle içilmemelidir.


Egzersiz ve Fiziksel Aktive


Diyabetli hastalar için yürüme, yüzme ve bisiklete binme ayaklar için kolay ve uygun egzersizlerdir. Koşma ve atlama gibi ayakları zorlayan egzersizlerden diyabetli hastalar kaçınılmalıdır. Günlük egzersiz yapılmalı,egzersize hafif tempo ile başlanmalı ve sonunda yine hafif tempo ile bitirilmelidir.Egzersiz sırasında mutlaka uygun spor ayakkabılar giyilmelidir. Yürüyüş için beton ve sert zeminler yerine toprak ve çim gibi yumuşak zeminler tercih edilmelidir.


Uygun Ayakkabı Seçimi


Günlük kullanım için spor ayakkabılar en uygun olanıdır.Bu ayakkabılar ayakları desteklemeleri ve ayakkabı içinde ayakların yeterli havalanmasını sağlayabilmeleri nedeni ile önerilmektedir. Asla vinil veya plastik ayakkabılar seçilmemelidir. Çünkü bu tür ayakkabılar esnemez, genişlemez ve ayağın yeterince havalanmasına izin vermezler. Yeni ayakkabı alınırken akşam saatleri tercih edilmelidir. Akşama doğru ayaklarda bir miktar şişlik meydana geleceğinden uygun numara seçimi için akşam saatlerinde denenerek ayakkabının satın alınmasını uygun numara seçimi için önemlidir. Çünkü yeni alınan ayakkabı ilk alındığında dahi ayağa uyumu beklenmeden rahat olmalı ve içinde ayak parmakları rahatlıkla hareket edebilmelidir. Daha önce bahsedildiği üzere yüksek ve sivri topuklu ayakkabılar parmaklarda aşırı yüklenmeye neden olacağı için tercih edilmemelidir.

Uzunlar Epoksi - Epoksi Zemin Kaplama